Forum Kahkaha
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara] Uyeols10


Join the forum, it's quick and easy

Forum Kahkaha
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara] Uyeols10
Forum Kahkaha
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara]

Aşağa gitmek

Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara] Empty Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara]

Mesaj  Usta Paz Eyl. 27, 2009 6:02 pm

Öncelikle şunu bilerek okuyun, bu açıklamayı bir din alimi değil zekası ile doğru yolu bulan bir müslüman yazmıştır. Altta ise bir din adamını cevabı vardır.

Alıntı:
Ahzab Suresi 53. Ayet:
Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber'in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber'i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz ,hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah'ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikahlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu Allah katında büyük bir günahtır.

Diyorlar ki Hz.Muhammed bunu kendisi uydurdu. Kur'an hani insanlara yol göstericiydi o zaman niye niye bizimle alakasız ayetler var? O peygamber değil mi, kendisine sohbete gelen insanlardan niye rahatsız oluyor? Peygamber sabrı nerede? Tüm bunların cevabını düşünen herkes bulabilir, ben dinimi sorgulama aşamasındayım ve bu tür saçmalıklarla karşılaşıyorum. Hiçbir bilimsel veri, hiçbir söz Kur'an'ı Kerim'in kutsal kitap olduğunu, Hz.Muhammed(s.a.v)'in peygamber olduğunu ve Allah'ı yalanlayamıyor. Araştırdıkça dinime daha fazla bağlanıyorum, her sorunun sonucunda ulaştığım sonuç Allah (c.c)'ın varlığı ve birliği oluyor.

Gelelim soruların cevaplarına. Bir kere Hz.Peygamber sabırlı olduğu için, ahlaklı olduğu için o insanlara birşey demiyor.

Rahatsız olması gayet normal çünkü o her şeyden önce insan, namaz kılmak ister Allah ile başbaşa kalmak ister her an insanlarla muhattap olacak diye bir şey yok. Bu lafı söyleyenler öncelikle Hz.Muhammed'in de en az onlar kadar insan olduğunu kabul etmeliler.

Bu ayet bizimle de alakalı bir ayet. Hatta böyle bir ayetin bulunması Kur'an'ı Kerim'in ne kadar yüce ve her alanda doğruyu gösteren bir kitap olduğunu gösterir. Burada her insan pay çıkarmalı ve başka insanların evlerine girip çıkmadan önce, onlarla sohbet etmeden önce izin almalı. Cahiliye dönemi araplarına yol göstermek için inmiş ancak bugün bile böyle cahil insanlar mevcut ve bu ayet onlara yol gösterecek nitelikte. İşte bu yüzden Kur'an her dönemde insanlara doğru yolu gösterecek nitelikte, kutsal kitapların sonuncusu ve bozulmamış bir kutsal kitaptır.

Allah yücedir, bir ahlak kuralını da işte böyle bir hadise ile bizlere bildirmiş. Zaten Kur'an'ı Kerim'in ayetleri hep bu tür hadiseler sonucu inmiş ve her ayeti insanlara mesaj veriyor. Bunu anlayamayan insanları da Allah ıslah etsin, inşallah hepiniz doğru yolu bulursunuz.

Bu da bir din adamının cevabı;

Ahzab suresi, 53. Ayet- "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın. Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu haliniz peygambere eziyet veriyor, ama o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Hem O'nun hanımlarına bir ihtiyaç soracağınız vakit de perde arkasından sorun. Böyle yapmanız hem sizin kalbleriniz ve hem de onların kalbleri için daha temizdir. Hem sizin Resulullah'a eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. Çünkü bu Allah katında çok büyük bir günahtır."
Ahzab suresi, 53. Ayet tefsiri- "Ey iman edenler! Size izin verilmedikçe peygamberin evine girmeyin..." Ümmetin Peygamber ile ilgili durumu iki şekildedir:
Birisi Peygamberle başbaşa olduğu durumdur. O zaman vacip olan onun rahatsız etmemektir. İşte bu sûrenin 53. âyeti olan "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine yemeğe çağrılmaksızın vakitli-vakitsiz girmeyin" emri ile bu, beyan buyuruluyor.
İkincisi ise Peygamber (s.a.v.) insanların arasında bulunduğu esnadadır. O zaman vacip olan da ona hürmet göstermektir. Yine bu sûrenin 56. âyeti" olan "Ey iman edenler! Siz de ona salat ve selam getirin" ayetiyle de bu beyan buyruluyor.
Nur Sûresi'nde de "Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere izin alıp sahiplerine selam vermeden girmeyin." (Nur, 24/27) buyurulmuş, kendi evlerinizden başka evlere sahiplerinden izin almaksızın girmeyiniz diye yasaklama getirilmişti. Bu hüküm genel nitelikli olduğu için, elbette Peygamberin evlerini dahi kapsıyordu.
Fakat "Peygamber müminlere canlarından ileridir. Onun eşleri de müminlerin anneleridir." (Ahzab, 33/6) buyurulmakla, Peygamberin müminlere canlarından daha ileri ve hanımlarının onların anneleri olması, müminlerin Resulullahı'ın evine kendi evleri gibi izin almaksızın girebilmelerine caizlik verecek zannedilebilirdi.
İşte bu ayet hem böyle bir zanna yer olmadığını anlatıyor, hem bu vesileyle Resulullah'ın eşlerine "hicab"ı (tesettürü) emrediyor, hem de müminlerin anneleri olmalarının mânâsını açıklıyor.
Âyetten anlaşıldığına ve İbnü Abbas'tan rivayet olunduğuna göre, birtakım kimselere zaman zaman Resulullah'ın evinde yemek yediriliyordu. Bunlar bazen, yemekten önce yetişinceye kadar bekliyorlar, yemekten sonra da hemen çıkıp gitmiyorlar, Resulullah (s.a.v.) sıkılıyordu, bu ayet nazil oldu. Hz. Zeyneb ile evlendiği zaman yapılan düğün yemeğinde nazil olduğu da Buharî, Tirmizî ve başka kitaplarda Hz. Enes'ten rivayet olunmuştur. Sizin için yemeğe izin verilmedikçe, denilmeyip denilmesi, izin kelimesinin içine davet manasını da yüklemek içindir. Beydâvî'nin ifadesine göre bu mânâ yüklemenin sebebi de, izin verilse bile yemeğe çağrılmadan varmanın güzel olmayacağına işaret etmek içindir. Yemek zamanına bakmaksızın veya yemeğin olmasını gözetmeksizin veya gözetmemek üzere girmeyin.
İNÂ, bir şeyin zamanı gelip çatmak, yahut bir şey kemaline erip yetişmek mânâlarına gelir. Burada ikisiyle de tefsir edilmiştir. Bu "bakmaksızın" kaydı "Girmeyiniz" fiilinin fâilinden haldir. Yani zamanı gözetmemeniz, beklememeniz üzere, size yemeğe izin verilmedikçe girmeyin. Fakat çağrıldığınız zaman da girin. Zamanından önce de olsa girin. Fakat yemeği yediğiniz zaman da hemen dağılın. Hiç durmayın. Söz dinlemek veya sohbet etmek üzere izin verilmedikçe girmeyin. Bu da üzerine atfedilmiştir.
Bizim anlayışımıza göre, bu kaydın yararı, yemekten başka maksatlar için de izinsiz girmenin yasaklığını genellemektir. Çünkü o izinsiz, zamansız giriş ve duruş Peygambere eziyet veriyordu. Evini daraltıyor, ev halkını sıkıyordu; fakat sizden utanıyor, girmeyin çıkın demekten sıkılıyordu. Halbuki Allah gerçeği söylemekten çekinmez, sıkılmaz.
Yani Nûr Sûresi âyeti gereği, başkasının evine izinsiz girenlerin ve ihtiyaçtan fazla duranları çıkarılması bir haktır. O halde Allah'ın söylediği gibi söylemekten sıkılmamak gerekir. Şayet size "Geri dönün' denilirse dönüp gidin. Bu sizin için daha temizdir." (Nûr, 24/28) İzin ile girdiğinizde de kadınlara bir meta, gerekli bir şey soracağınız veya isteyeceğiniz zaman artık onlara bir "hicab", yani görülmelerine engel bir perde, bir siper arkasından sorun.
Bundan böyle "harem", farz kılınmışıtır ki, o zamana kadar Araplar da adet değildi. Öyle yapmanız, izinsiz girmemek, çabuk dağılmak, hareme soracağınızı perde arkasından sormak hem sizin kalbleriniz, hem onların kalbleri için daha fazla temizliktir. Şeytanî düşüncelerden, vesveselerden uzaklaşırsanız, hem kadınların, hem erkeklerin iffet ve ismet hisleri daha fazla yükselir, edeb, nezihlik, takva, hürmet gösterme artar.
Hem Resulullah'ı üzmeniz, incitmeniz sizin için doğru ve caiz olamaz. Ona hak ve yetkiniz olmadığı gibi, size yaraşmaz ve hakkınızda iyi olmaz. Onun için onu incitmesi düşünülen durumların ve hareketlerin hepsinden sakınmalı hiçbirini caiz görmemelisiniz. Onun arkasından, yani vefatından sonra hanımlarını nikahlamanız asla olamaz. İşte onların müminlerin anneleri olmalarının asıl mânâsı budur. Öz anneler gibi nikahlarının ebediyen caiz olmamasıdır.
Çünkü o günah, Peygamberi üzmek, buna dahil olmak üzere o vefat ettikten sonra hanımları ile nikahlanmak günahı Allah katında çok büyük bulunuyor. Peygambere kasten eziyet etmek inkâr olduğu gibi, hanımları ile nikahlanmayı, helal saymak da öyledir. Resulullah, vefatında da Allah katında öyle muazzam ve öyle saygı gösterilmesi vacip olandır.
KURAN'I KERİM TEFSİRİ (ELMALILI MUHAMMED HAMDİ YAZIR)
Usta
Usta
[scroll]Yönetmen[/scroll]
[scroll]Yönetmen[/scroll]

Yaş : 27
Nerden : Hemen Karşıdan
Mesaj Sayısı : 424

Tecrube Puanı
Karizma Derecesi:
Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara] Imgleft20000/20000Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara] Emptybarbleue  (20000/20000)
Tecrube Puanı:
Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara] Imgleft20000/20000Ahzab Suresi 53. Ayetin Açıklaması [İnanmayanlara] Emptybarbleue  (20000/20000)

http://forumkahkaha.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz