G-20 öncelikli ‘Ekonomik Forum’ oluyor, Türkiye öne çıkıyor[ekonomi tim]

[Usta]

ABD’de başlayıp tüm dünyayı etkileyen ‘küresel ekonomik kriz’ dünya ekonomisi için söz söyleyecek örgütsel düzeni de kökten değiştiriyor. ABD’nin Pittsburgh kentinde devam eden G-20 Zirvesi’nde alınan kararlara göre, önümüzdeki yıllarda dünya ekonomisi için en kritik kararların alınacağı adres, Türkiye dahil gelişmekte olan bazı ülkeleri de barındıran G-20 Forumu olacak.

DÜNYANIN en gelişmiş ülkesi ABD’de başlayan ekonomik krizin tüm dünyayı etkisi altına almasının ardından, dünyayı yöneten küresel örgütsel yapıda da yeni bir döneme giriliyor. Gelişmiş ülkelerle birlikte Türkiye gibi çoksayıda gelişmekte olan ülkenin de önümüzdeki dönemde küresel ekonomi yönetiminde söz sahibi olacağı bir düzen kurulacak. Pittsburgh’da devam eden G-20 Zirvesi’nde alınan kararlara göre önümüzdeki yıllarda dünya ekonomisi için en kritik kararların alınacağı adres, içinde çok sayıda gelişen ülkeyi de barındıran G-20 Forumu olacak. Böylece küresel kriz öncesi daha çok sanayileşmiş G8 Ülkeleri toplantılarıyla şekillenen küresel ekonomik düzen önümüzdeki dönemde G-20 Ülkelerinin kararları en etkili stratejileri çizecek. Gelişmekte olan ülkelere daha fazla söz hakkı verilmesi sayesinde daha geniş bir foruma yayılacak olan küresel ekonomik kararlar sağlıklı bir küresel ekonomi hedefleniyor.
G8’den daha önemli
ABD’nin Pittsburgh kentinde devam eden G-20 Zirvesi’ndeki kararlara göre gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülke ekonomi politikalarında eşgüdümü sağlayacak ve G-20 Forumu dünya ekonomisi için en öncelikli karar forumu olacak. G-20 ülkeleri, ekonomilerini nasıl idare ettiklerini ‘Hakemlik’ incelemesine açacak. Bu gelişme, Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye gibi ülkelerin global politikada ağırlıklarının hızla arttığını da tescil etmiş oldu Global finans krizinin tekrarının nasıl önlenebileceğini tartışmak için yapılan ve bugün sona erecek G-20 Zirvesi’ndeki önemli bir başka kararla da, Uluslararası Para Fonu’nda (IMF) yeterince temsil edilmemiş ülkelerin oy hakkı da artırılacak. Küresel ekonomi politikalarının eşgüdümünü sağlama rolünü üstlenmesi G-20’yi, G7 ve G8’den daha önemli kılacak.
G-8’ler gölge etmeyecek
G-8 liderleri uluslararası güvenlik konularında yine bir araya gelecek ama bu buluşmalar, G-20’yi gölgede bırakacak zirvelere dönüşmeyecek. ABD Başkanı Barack Obama’nın girişimiyle kurulan yeni oluşum, G-8’de yer almayan Brezilya, Çin, Hindistan ve Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomileri memnun edecek. Başkan Obama’nın açıklamasında, “Bugün, liderler, uluslararası ekonomik işbirliği konusunda G-20’nin ana forum olmasını destekler. Bu karar, daha güçlü, daha dengeli global ekonomi, mali sistemi reforme etmek ve yoksulların şartlarını iyileştirmek isteyen ülkeleri bir masanın etrafına getiriyor” denildi.
Ekonomi iyileşene kadar paketler devam edecek
G-20 liderleri, ekonomik canlandırma ve destek programlarını, küresel iyileşme güçlenene kadar sürdürme sözü verdi. Reuters’ın elde ettiği G-20 Zirvesi karar taslak metnine göre, yüksek miktarda cari fazlası olan ülkeler büyüme için yerel kaynakları da mümkün olduğunca güçlendirecek.
Finansal aşırılıklara son
Büyük açıkları olan ülkeler ise, özel tasarrufu destekleyecek adımlar atmayı taahhüt etti. G-20, kredi krizini doğuran finansal sektör aşırılıklarına da son verme kararı aldı. Bu çerçevede,, G-20 bankaların sermaye zorunluluklarının ve finans sektöründe ücret standartlarının sıkılaştırılması için birlikte çalışacak. Büyük finans kuruluşlarına ilişkin standartlar, çökmeleri halinde ortaya çıkacak maliyetle orantılı olacak. G-20 ayrıca korumacılığı önleme ve dünya ticaretini serbestleştirme görüşmelerinin doha turunu 2010’da tamamlama sözü verdi.
G-20 hangi ülkelerden oluşuyor
ABD, Almanya, Arjantin, Avrupa Birliği, Avustralya, Brezilya, Çin, Endonezya, Fransa, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye.
Gelişen ülkelerin Dünya Bankası’nda gücü arttı
GELİŞEN ülkelerin Dünya Bankası’ndaki ortaklık payları toplamı geçtiğimiz Şubat ayında yüzde 44’e yükseldi. Pittsburgh’taki zirveye katılan ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, gazetecilere yaptığı açıklamada IMF ve Dünya Banka’sında ibrenin gelişmekte olan ülkelere kaydığını
belirterek “Doğru olan da bu zaten ve böyle olmaya da devam edecek” dedi. Çin’in yıllık 3.9 trilyon dolar Gayrisafi Milli Hasılası ile Almanya’yı geride bırakarak dünyanın en büyük üçüncü ekonomisi konumuna gelmesine rağmen, halen IMF yönetiminde yüzde 3.7 oy hakkına karşılık, sekizde biri olan Suudi
Arabistan’ın yüzde 3.2 oy hakkı olduguna da dikkat çekildi.
IMF’de de denge değişecek
* Banka sermayelerini ve kalitesini artıracak ve borçlanmalarda yüksek kaldıraç oranlarını caydırıcı önlemleri içeren yeni kurallar 2012 sonuna kadar uygulamaya konulacak.
* G-20 ülkeleri, ekonomilerini nasıl idare ettiklerini ‘Hakemlik’ incelemesine açacak.
* Bankalar, cari kârlarının
büyük bölümünü sermayeye ayıracak ve gerekirse kredi olarak tahsis edecek.
* Dünyanın ABD tükecisine bağımlılığının azaltılması, gelişmekte olan ülkelerin tüketiminin artırılması, ABD’nin dış borç alımını azaltması, Avrupalıarın daha çok yatırım yapması hedeflenecek.
* G-20 üyesi devletlere petrol fiyatı spekülasyonu yapanlara karşı ortak mücadele sözü veriliyor.
* 2010 Mart’ı itibariyle kara para aklama yeri vergi cennetlerine karşı önlemler alınacak.
* ABD, IMF’nin sahipliğindeki yüzde 5 hissenin gelişmekte olan ülkelere geçmesini ve sayısı 24 olan IMF direktörlerinin sayısını 20’ye indirmeyi teklif etti.
G-20 yönlendirici komite olacak
İNGİLTERE Başbakanı Gordon Brown liderlerin G-20’yi ekonominin en önemli yönlendirici komitesi olarak kurumsallaştıracaklarını söyledi. Brown, “Geçmişte G-8 ve pek çok organizasyon vardı, bu tip bir şey daha önce hiç olmadı. Uluslararası ekonomik işbirliğinde başarı için önemli bir fırsat” dedi. ABD ise dünya ekonomisini dengelemek için çeşitli ülkelerin desteğini istedi.
IMF: Riskler azaldı
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, IMF’nin 2009 yılı raporunun girişinde yer alan mesajında, Dünya ekonomisini etkileyen sistemik risklerin azaldığını, 2010 yılının ilk yarısında toparlanma tahmin ettiklerini ifade etti. Strauss-Kahn, gelişmekte olan ülkeler dünya sahnesinde daha fazla rol alırken, bunun IMF’ye de olumlu yansıyacağını vuruladı.