Forum Kahkaha
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Uyeols10


Join the forum, it's quick and easy

Forum Kahkaha
Sitemizden yararlanmak ve bu ailenin bir parçası olabilmek için lütfen üye olunuz!
Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Uyeols10
Forum Kahkaha
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer|

Aşağa gitmek

Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Empty Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer|

Mesaj  Usta Paz Eyl. 27, 2009 3:04 am

Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Yalniz3vu9wz4zj6

TUTKU KOKAN YALNIZLIK
(Konusu : Roman Kahramanına Mektup)
Sevgili Yalnız,
Sana dair izler taşıyan kelimeler arasında senin adına rastlayamadım. Bu yüzden sana en yakışacak adı
kendim seçtim. Senin benliğinden izler taşıyan kelimeleri bir çocuğun ormanda kaybolmamak için ardında
bıraktığı ekmek kırıntılarını takip eder gibi iz sürdüğümde yalnızlığın senin bedenine ve aşka aç ruhuna
yakışabilecek en uygun ad olduğunu anladım. Senin için kimi zaman da bir sıfat olabilecek olan yalnızlık
kelimesi bütünüyle seni anlatıyor aslında. Her sabah tek başına yediğin ayçörekleri, evinin her odasına telefon
koyuşundaki derin anlam, bu telefonun başında bir zavallı gibi bekleyerek geçirdiğin dakikalar, her akşam
soğuk yatağına bir başına girişin yalnızlığını simgeleyen somut kanıtlar oluyor.
Bir çemberin merkezindesin sanki, etrafındaki ince halkayı seni yaralayan kadınların etlerinden birer
birer sen oluşturuyorsun farkına varmadan. Ve kaçıp gitmek istediğin çocukluğundan beri sevemediğin
yağmurlu gecelerde ne kadar uzaklaşmak istesen de her bir kaçışın bir et yığınına çarpıp hüsranla son buluyor.
Duygularım senin duyguların kadar değişken olması halinde ne tepkiler vereceğimi, nasıl
sendeleyeceğimi tahmin edemiyorum. Ancak gökyüzündeki bulutlar kadar değişken olan bu ruh halinin kendi
benliğime hiçte uygun olmayan bir kalıp olduğundan eminim. Gökyüzünden bahsetmişken, ben sana
duygularımı anlatan bu eşsiz renklerden oluşan tabloyu zarif dokunuşlarla çizerken gökyüzünde emsalsiz bir
dolunay salınmakta. Senin her sabah yemene rağmen bıkmadığın ayçörekleri kadar çok seviyorum bu ışık
tılsımı, cinayetlere olan tutkulu merakın kadar derinden arzuluyorum dolunayın hükmettiği geceleri. Işığıyla
banyo yapmak tüm kötülüklerden arındırıyor gibi beni.
Sen yüzünde doyumsuz aşklarının yerleştirdiği çizgileri taşıyan, olgun bir yaşa sahip olmana rağmen
çocukluğundan beri özlemini duyduğun sıcak bir aileye sahip olamayan, geçmişinin ve bugününün aşkı
arasında bocalayan yalnız adam; kendini, kendi benliğini yazdığın ve sonralarında unuttuğun satırlarda ne
diye ararsın? Kadınların kendi iç dünyalarını tanımak için çeşitli hareketlerde bulunmalarını eleştirirken,
şimdilerde kendi mürekkebinden damlayan satır aralarında bir yapboz gibi kendi parçalarını tamamlamaya,
ruh halindeki kara delikleri anlamaya çabalıyorsun. Sana aşklarınla beraber gelen değişken duygularını,
doymak bilmeyen arzularını, bir cinayetin işlenişinde hissedilen duygunun nasıl bir şey olduğunu merak edip,
olay yerine kadar gidip kendini katil gibi düşünerek harcadığın zamanları benliğine öyle derinden işlemişsin
ki bu hislerin senden ayrılmasının mümkün değil. Öyle ki hayatta tadılacak en büyük zevklerin bir cinayeti
işlerkenki, yazı yazarkenki, bir kadının zarif bedeniyle bütünleştiği o anlardaki hazlardan ibaret olduğunu
düşünüyorsun. Bir kaç saatliğine ruhunu ve bedenini parayla satan, yırtıcı hayvan misali keskin koku
alışlarıyla paranın kokusunu kilometrelerce uzaktan duyumsayan, senin tenin dışında başka bedenlerde milyon
kez iz bırakmış benim kirli su birikintileri diye tabir edebileceğim kadınlarla bir sevgiliyi aldatmak uğruna
bile birlikte olabiliyorsun.
Hayatın tadını bu geçici ama tarif edemeyeceğin kadar çok zevk duyduğun anlarda arıyorsun. Belki de
kendini bu anlık zevklere adadığın için yalnızsın. Çünkü yalnızlıkta birliktelikte sonsuza kadar devam
edebilir. Sen hasretiyle yandığın sıcak bir birlikteliği değil de, anlık zevklerden oluşan yalnızlık serüvenlerini
tercih ediyorsun. Bunun uğruna sesine taptığın, tenine her daim aç olduğun tutkulu yalnızlığını paylaştığın
yârini yok sayabiliyorsun. Senin nefes aldığın satırların arasına sızarak, yalnızlığını anlatacak birini
bulamadığın için yalnız olamadığını, yalnızlığını anlatacak birini bulduğun anada yalnızlık kelimesinin
efsanevi anlamının ölmüş bir insan bedeninin damarlarındaki kan gibi yavaş yavaş yok olacağını ve özünü
yitireceğini kulağına fısıldamak isterdim. Sana yalnızlığı, seçtiğin tercihler sonunda kendi ruhuna bir asalak
misali yapıştırdığını anlatmak isterdim. Ama şimdilik sadece seni izleyen üçüncü bir göz gibi seni gözlüyor ve
seni bu satırlara mahkûm ediyorum.
Sen, kendini aradığın kitabındaki karakterini kendi yöntemlerinle satırlara zincirliyorsun ve aynı
zamanda sen; değişken duyguların, tutkuların ve arzuların yer aldığı sayfalardaki bir yalnıza hüküm
giyiyorsun, ben de seni kendi tat ve hislerimle hiçbir zaman haberin olmayacağı bu kaşmir kadar yumuşak
kumaşa kelepçeliyorum. Etrafını çevreleyen seni yaralayan kadınların etlerinden oluşturduğun duvarlarından
sızıyor ve seni birbiri ardına gelen bu satırlara aktarıyorum. Ve kelimelerimi sana yönlendiriyor, kalemimi
sana doğru şaha kaldırıyor ve dörtnala koşuyorum bu tozlu topraklarda. Belki de unutmak için yazıyorum
satırlarımı, senin gibi bir gün unutulabileceklerini bilmeden kırbaçlıyorum kelimelerimi. Senin yazı yazarken
yazdığın şeyleri sonralarında unutuvermelerini, hayatta sahip olduğun en nadide parça olan kaleminden
damlayan saf mürekkebinin beyaz zeminle bütünleştiği anda, senin beyninin kıvrımlarında ve yüreğinin
duvarları siyah olan odalarında yok oluveren tüm hislerini ve bu hislerini sırtlanmış emektar kelimelerinin
sonsuzluğa nasıl uçtuklarını hayal ediyorum. Ben sana yazarken göklere kadar ulaşan beton yığınlarının
ardından bir görünüp bir kaybolan dolunay, çehresinde muzur bir ifadeyle tebessüm ediyor bana. Seni
hapsolduğun sarı sayfalardan çıkarıp benim hüküm sürdüğüm satırlara ölümsüzleştirişimi izliyor usulca.
Sen aşk enkazlarının altında nefes darlığı çeken yalnız adam, senin ruhunu tozlu raflara mahkum
olmaktan kurtarmak ve yalnızlığını ruhundan arındırmak isterdim. Ancak kuru ekmek parçalarını hayat
yolunun aşk patikasında kaybolmamak için peşi sıra bırakan olgun bir bedenin altında saklanan sevgisini
göstermekten yoksun bir çocuk olarak takılmış bir plak gibi anlık zevklerde istikrarla yol almanı, ne kadar
bacak kasları kuvvetli dahi olsa değiştirmeye kalemimin gücü yetmez. Çünkü sen başka satırlara aitsin. Buram
buram yalnızlık, aşk harabeleri, kan kokan doğu sokaklarının esintilerinin bulunduğu yalnızlıklar zincirisin.
Bu yüzden ben fırçamı temiz suya koyuyor ve kalemime şimdilik nefes aldırıyorum. Ve gökyüzünde endamını
gururla sergileyen dolunayı koynuma alıp uyumak üzere bu satırlardan ayrılıyorum. Sana da tatminsiz ve
yalnız geceler diliyorum..
Usta
Usta
[scroll]Yönetmen[/scroll]
[scroll]Yönetmen[/scroll]

Yaş : 27
Nerden : Hemen Karşıdan
Mesaj Sayısı : 424

Tecrube Puanı
Karizma Derecesi:
Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Imgleft20000/20000Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Emptybarbleue  (20000/20000)
Tecrube Puanı:
Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Imgleft20000/20000Tutku Kokan Yalnızlık |Okumaya Değer| Emptybarbleue  (20000/20000)

http://forumkahkaha.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz